Az Önce Yaşandı

Kapıyı çaldı. Birkaç saniye geçti, içeriden telaşlı ayak sesleri duyuldu. Kapıyı açan Kadir’in eşi, yani gelini Aysel’di. Aysel’in yüzünde ne bir tebessüm ne de bir sıcaklık vardı. “Hoş geldin, anne,” dedi kuru bir sesle, kapıyı ardına kadar açarken. Nurcan Hanım, içeri adımını atarken Aysel’in gözlerindeki o tanıdık soğukluğu fark etti. Yine de sustu, bir şey demedi.

Yıllar önce Kadir, Aysel’le evlenmek istediğini söylediğinde, Nurcan Hanım karşı çıkmamıştı. “Oğlum mutlu olsun, yeter,” demişti. Ama Aysel’le arasındaki mesafe hiç kapanmamıştı.“Anne, gel otur, yoldan geldin, yorgunsundur,” dedi Aysel, ama sesinde samimiyetten çok bir görev havası vardı. Nurcan Hanım, küçük salona geçti. Ev mis gibi kokuyordu, yerler parlıyordu, camlar tertemizdi. “Ne kadar temiz her yer,” dedi Nurcan Hanım, hafif bir gülümsemeyle.

Aysel’in dudakları gerildi, ama bu gülümseme değildi. “Tabii, anne. Ev işleri biter mi hiç? Sen de bilirsin, bu evin düzeni benden sorulur.”O sırada Kadir kapıda belirdi. İşten yeni gelmiş, yorgun ama annesini görünce gözleri parladı. “Anne!” diyerek koştu, sarıldı. Nurcan Hanım’ın yorgun yüzü bir anlığına aydınlandı. “Kadir’im, oğlum, nasılsın?” dedi, sesi titreyerek. Kadir, annesinin elini tuttu, “İyiyim anne, sen nasılsın? Niye haber vermedin, gider alırdım seni!” Nurcan Hanım, “Zahmet olmasın dedim, oğlum,” diye mırıldandı.

Akşam yemeği için masa kuruldu. Aysel, mutfakta telaşla bir şeyler hazırlarken, Nurcan Hanım yardım etmek için kalktı. “Anne, sen otur, ben hallederim,” dedi Aysel, ama sesinde bir keskinlik vardı. Nurcan Hanım yine sustu, yerine oturdu. Kadir, annesinin suskunluğunu fark etmiş, ama bir şey demeden sofraya geçti.

Yemek sırasında Aysel lafı dolandırıp duruyordu. “Anne, yarın sabah erken kalkarız, evde yapılacak çok iş var. Camlar silinecek, halılar yıkanacak, mutfak dolapları düzenlenecek. Sen de yardım edersin, değil mi?” Nurcan Hanım, başını eğdi, “Tabii kızım, elimden geldiğince,” dedi. Kadir kaşlarını çattı, “Aysel, annem yoldan geldi, yorgundur. Biraz dinlensin,” dedi. Aysel’in yüzü gerildi, “Kadir, sen işe gidiyorsun, evin işi bana kalıyor. Anne de boş durmak istemez herhalde.”Nurcan Hanım, o gece yatağına yattığında kemikleri sızlıyordu.

Reklamlar