Göz göze geldik. İçimde yıllardır biriken öfke, yerini tarifsiz bir sızıya bırakıyordu. O, sessizliğiyle bin pişmanlık anlatıyordu. Sanki yıllar önce bıraktığı boşluğu şimdi, küçücük bir beden doldurmuştu.
Bebeğim ağlamaya başladı. O incecik ses, odanın bütün sessizliğini yırttı. Hemşire yavrumu kucağıma bıraktı. Sıcağını göğsümde hissettiğimde gözlerim bu defa umutla doldu.
— Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, dedim içimden.
Doktor, başını önüne eğdi. Dudaklarından güçlükle çıkan tek kelime, yılların yükünü taşıyordu:
— Affet…
Ama ben cevap vermedim. Çünkü cevabı vermek için acelem yoktu. Artık sadece bana ait olan bir hayat ve kucağımda yeni bir başlangıç vardı.