Karınca, çalışkanlık, fedakârlık, düzen ve topluluk duygusuyla ilişkilendirilir.
* “Karınca basmaz efendiler” gibi kitaplar (örneğin Şerif Yusuf’un “Karınca Basmaz Efendiler”) bu tip sembolik anlatımlarla insanın iç âleminden, tevazu ve hizmet anlayışından bahseder.
* Karınca ayak sesi dahi duyulmayan bir yaratık olmasına rağmen, onun tavrı, sabrı, toplumsal düzeni tasavvufî öğütlerde metafor olarak kullanılır.
* Bazı tasavvufî metinlerde, küçük bir karıncaya bile dikkat etmek, Allah’ın bütün yaratılışına saygı göstermek gerektiği vurgulanır.
. Kritik Bakış: İnanç ve Delil Dengesi
* Dinî açıdan, bir olaydan (örneğin evine karınca gelmesinden) doğrudan “7 işaret” çıkarmak, delilsiz cephesi kuvvetli değildir.
* Bu tür inanışlara bağlanmak, insanların önceden belirledikleri mesajları rastgele olaylara uydurmasına (tafsir-i keyfî) yol açabilir.
* Sünnet ve akıl çerçevesinde, doğada karşılaştığımız her durumun mutlaka bir işaret olduğu çıkarımı doğru olmaz.
* Tasavvufta işaretler “gönül gözüyle” yorumlanır; dış olaylar sadece vesile olur. Yorumlar kuldan kulda değişebilir.