Bu hayattaki en güvendiğim deli kızkardeşim şimdi, canımı bile düşünmeden feda ederdim ona. 5 yıllık evliyim çok mutlu bir evliliğim 1 çocuğum var. Annem vefat sonra kızkardeşim babasıyla birlikte ayrıldı, Bi süre yardıma kalayım sonra eve geri döndüm dedi, olur tabi dedim, arkadaşıma anlattım oda tabi senin kardeşin çıktı dedi. Kardeşim geldi, benim içinde iyi olmuştu, ev işlerinde bana yardım ediyor, çocuğumu arada parka çıkarıyordu, güzel vakit geçiriyordu. Hafta sonları pikniğe ayrılırken mangal yaparken, kardeşimde herzaman ona yardım ediyordu.
Aradan bir ay gözden geçirmiş geçmişti bile, Kardeşim babasının yanında olmak yetinmek için yamızda çok rahattı arkadaşlıklede arası sağlıklı, pazar alışverişlerine pazara vs beraber giderlerdi. Beni tek rahatsız eden kız kardeşinin birleşiminin yanında çok rahat olması ve biraz açık giyinmesiydi. Bunu birkere eşime söyledim ama beni tersledi, o benim kardeşimin rahat giyinmesinin sebebi olarak kabul edildi bu dedi susturdu beni. Eşim geceleri kalkip sigara içerdi, geri gelirdi, o gece kaldığım yok yerde yine dışarıda sigara içmeye gitti diye gitti, kalkardım ama uyuyamadimda,an baya zaman çatladı, arada sırada bire bire bir tükendi, patlayanm ışıklardan doğru gidiyordu ama yoktu, salona doğru gittiği kızkardesimin yerinde ses uzakta iken diğer sayfaya ulaşın
Kapıyı ayırıp, yüreğim ağzıma gelmişti. İçeriden beklediğim gibi bir manzarayla karşılaşma. Odamın kapısı hafif aralanmıştı ama hücre bloğu yalnızdı. Yatakta normal şartlarda ağlıyordu. Şaşkınlıkla ona baktım: — Ne oldu, neden ağlıyorsun? dedim. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Birden fazla panikle birleşmek: — Abla, kusura bakma seni de korkuttum. Az önce eniştem evden çıktı, bana da söylemedi. O çıkınca uyuyamadım, içim daraldı, ondan ağlıyordum, dedi. İyice kafam karışmıştı. O sırada telefonuma bilgi geldi. Eşimden mesaj düşmüştü: "Sakın merak etme, biraz fenalaştım, gece gece seni uyandırmak istemedim. Hastaneye geldim, serum taktılar. İyiyim, birazdan çıkacağım." Mesajı gözlerim doldu. Bir yandan rahatladım bir yandan da gizlice ki şüpheden dolayı kendime kızdım. Hemen kardeşime kalıyorum: — Allah senden başımdan eksik kalıyor. Ben sana haksızlık yaptım, düşüncelerim kötü şeyler geldi, dedim. Kardeşim bana ayrıldığında, gözyaşları içinde: — Abla, sen hem benim annem hem sırdaşımsın. Ben asla sana ihanet edecek bir şey yapmamak. Bana güven, dedi. O bir kalpten büyük bir yük kalkmıştı. Bir süre sonra geçiş akşamı geldi, yüzü biraz solgundu ama iyiydi. Ona da uyuyorum, gözlerim dolu: — Niye söylemedin bana? Çok önemsiyorum, dedim. O ise gülümseyerek: — Seni ve oğlumuzu uykudan istemedim, merak etmek istemedim, dedi. O gün sonra aramızdaki güven daha da güçlendi. Kardeşim de evde kalmaya devam etti ama ben artık ona farklı gözle bakmıyor, birlikte geçirdiğimiz zamanların değerini daha iyi anlıyordum. Ve gizlice bir ses bana hep şunu söylüyordu: “Bazen insanının kalp yeteneği kötü olasılıklar gelir, amaten güven varsa hiçbir fırtına ailesini yıkamaz.” O geceden sonra içerideki bütün şüpheler dağıldı. Eşime de kardeşime de daha çok katıldım.
Aramızda daha sağlam bir güven oluştu. Birbirimize daha çok destek olmaya başladık. Eşim, kardeşime hep kız kardeşi gibi ayrıldı. Onun okuması, meslek sahibi olması için teşvik etti. “Sen de kendi ayaklarının üzerinde durmalısın, hayatını kurmalısın” diyordu. Kardeşim de bu sözlerden cesaret aldı, açık öğretimden üniversiteye kaydoldu. Ben de kardeşimle yeniden kardeşliğimiz günlerimize döner gibi olduk. Mutfağa'ya girince birlikte seyahat ederken, çocuğumu birlikte parka götürüyorduk. Evimizde sürekli kahkahalar eksik olmuyordu. Annemin yokluğunda yuvasımız adeta yeniden nefes almıştı. Bir gün kutlama arifesinde sürpriz yaptı. Hepimizi arabaya bindirdi, şehri hedefe götürdü. Çok güzel bir kır evinde hafta sonu tatili ayarlamış. Piknik yaptık, mangal yaktık, doğanın özellikleri içinde yürüdük. O an fark ettim ki; aile olmak sadece kan bağı değil, birbirinin kenetlenmesi, birbirinin kollamaktı. Kardeşim bana döndü, gözleri parıldadı: — Abla, iyi ki varsın. Sen içeriğinin ben devam ettiği dağılırdım, dedi. Ben de eli tuttum, çocuğumun kucağında, yanındayız: — Biz bir aileyiz. Kimse eksik değil, hepimiz birbirimiz için buradayız, dedim. O günden sonra evimizde daha çok huzur vardı.Kardeşim de kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladı, ama biz hiç kopmadık. Hangi evde olursa olsun, her yerde “gönül kardeşi” gibi bağlıydı. Ve ben şunu öğrendim: “Güven ve varsa sevgi, aile onun yarasını sarar, onun acısını unutturur.”