beyanatları, yalnızca bir savunma mekanizması işlevi görmekle kalmayıp, aynı zamanda geleceğe yönelik bir meydan okuma niteliği de taşımaktadır. “Beklenmedik bir durumdu, ancak şükürler olsun ki bu büyük millet kendine geldi.” Ne olursa olsun, bu aziz milletin sizi nihayetinde sandığın en derinine gömeceğine dair umut ve azim dolu bir mesaj iletti. Ayrıca, kamu mülklerine el koyma ve kişisel saldırılar meselesine de atıfta bulunarak, “Milletin malına mülküne göz dikenler ile ailelerine h-a-karet edenler, nihayetinde kendi kurdukları tuzaklarda boğulacaklardır” şeklinde etkili bir ifadeyle sert bir tutum sergiledi. “Millet Gelecek, Millet!” İmamoğlu’nun mesajının sonundaki “Millet gelecek millet” vurgusu, toplumsal odaklı bir siyasetin yanı sıra dönüşüme duyulan güveni de pekiştirdi. Bu ifadeler, muhalefetin seçim stratejisinin temeline halkın iradesine olan güvenin yerleştiğini açık bir şekilde göstermektedir. Arka planda neler gizleniyor? İm-a-m-o-ğ-lu’nun son zamanlarda yaptığı bu sert beyanların arkasında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik pek çok s–o-r–u-ş-turma ve İ-m-a-m-o-ğlu İnşaat şirketine e-l ko-n-u-lduğuna dair iddialar yer almakta. Bu gelişmeler, muhalefet çevrelerinde artan s-i-y-a-si b-a-s-k-ıyı işaret eden yorumları tetikledi.