Tek oğlu bulunan varlıklı bir çiftçi

Bizim delikanlı “yedi dağın eşkiyası”nın namını dinleyince “bundan daha canavarı olamaz” deyip, eşkıyanın yaşadığı en büyük dağa doğru yola çıkmış. Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları “Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?” delikanlıyı esir almışlar. Delikanlı “ağanıza bir hediye getirdim” deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına çıkarmışlar. Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini çıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış: “Ağam, bunu size vermezsem babam mezarında rahat yatmaz, lütfen kabul edin.” O namlı eşkıyanın yüzünde babacan bir ifade belirmiş: “Sevdim seni. Safsın, temizsin, dünyadan haberin yok. Benim namım bu dağları sarmıştır, lakin memlekette benden büyük bir eşkıya daha bulunur. Biz eşkıya da olsak, hak etmediğimiz mala el sürmeyiz. Sen şimdi geldiğin yoldan dön, şehre var. Gidip ordaki sahte efendiyi bul. Memleketin en büyük eşkıyası odur. Selamımı söyle, bu keseyi ona ver!.. Sonra adamlarına emretmiş:..
Reklamlar