Kilise bir anda sessizleşti, sanki herkes bizi dinliyordu.
“Anne,” diye devam etti Leyla,
“Senin hiçbir şeyi değiştirmeni istemiyorum. O elbise… Mert için yaptığın tüm fedakârları temsil ediyor. Bundan daha güzel bir şey yok.”
Kalabalığın ortasında bana sarıldı.
Ve o sarılmanın içinde, artık bir damat olan Mert’in derin bir nefes alışını duydum.
Yanımıza geldi, gözyaşlarımı nazikçe sildi.