Gözyaşlarım süzülürken ayağa kalktım. Duvağımı yavaşça çıkardım. Titreyen sesimle konuştum: “Ben saygı görmediğim bir evliliğe adım atmam. Bugün bana bunu yapan, yarın kim bilir neler yapar. Benim mutluluğum bir şaka değil. Bu düğün burada bitiyor.” Salon bir anda uğultularla doldu. Kimisi şoktan elini ağzına kapattı, kimisi gözyaşlarına boğuldu. Babam oturduğu yerden kalktı, gözleri öfkeyle Cemal’e dikildi. “Kızımı böyle utandırmaya hakkın yoktu.” dedi sert bir sesle. Cemal, başını öne eğmiş, bir kelime dahi edemiyordu. O koca salonun ortasında yapayalnız kalmıştı. Serkan yanıma geldi, elimi tuttu. “Doğru kararı verdin kardeşim.” dedi. Annem boynuma sarıldı, babam omzuma elini koydu. Ailem yanımdaydı, bu bana güç verdi. O gün düğün iptal edildi. Misafirler sessizce salonu terk etti. Gelinlik içinde hayallerim yıkılmıştı ama içimden biliyordum ki en zor kararı vermiştim… ve kendime en büyük saygıyı göstermiştim.