Lara ve babası Erhan, o öğleden sonra çocuk polikliniğine girdiklerinde, Doktor Veliya Güneş bir şeylerin ters bulunduğunu anında fark etti.
On altı yaşındaki Lara omuzları düşük, göz temasından kaçınarak yürüyor; babası ise gergin ve çevresi denetim ediyormuş gibi davranıyordu.
“Hoş geldiniz, sizi buraya getiren nedir?” diye sordu hekim.
Lara daha konuşamadan babası yanıt verdi:
“Midesi ağrıyor. Günlerdir.”
Muayene esnasında hekim, Lara’ya sorular yönelttiğinde Erhan devamlı araya giriyor ya da kızının omzuna baskıcı bir şekilde dokunuyordu. Bu davranışlar hekime natural gelmedi.
Bu yüzden karın ultrasonu istedi.
Ultrason amacıyla Lara sedyeye yattığında Erhan da odada kalmak istedi, ancak Doktor Veliya nazik ama kararlı bir şekilde dışarı çıkmasını söyledi.
Kapı kapanır kapanmaz Lara derin bir soluk aldı; gerçekten ağrının sebebi fiziksel değildi.
Ultrason esnasında hekim, Lara’nın aşağı yukarı 12 haftalık hamile bulunduğunu fark etti. Lara’nın soluki hızlandı, gözleri doldu. Doktor cihazı kıyıya bırakıp yanına oturdu.
“Lara, burası güvenilir bir yer. Bana gerçeği söyleyebilirsin. Bu hamileliği istiyor musun?”
Lara hıçkırarak ağlamaya başladı.
“Ben… bilmiyordum. Ama söyleyemem. O… O çok kızar.”
Doktor bir şeylerin çok hatalı bulunduğunu anladı.
Tam o sırada kapı açıldı. Erhan kafasını içeri uzattı: