O sırada Kerem'in kalp monitörü, dakikaların düzenli çalışan ritminin sakinleşmeye başladı. Oksijen seviyesi artıyordu. Sanki vücudu Zeynep'in dokunuşuyla rahatlamıştı. Selma Hanım, “Bu nasıl mümkün olur?” diye mırıldandı ama gözler monitörlerden ayrılmıyordu. Zeynep, "Artık korkuyor. Yalnız değilsin. Ben buradayım" dedi.
Zeynep'in bu masum sözleri, Kerem'in göz kapaklarını hafifçe titretmesine neden oldu. Oda dondu, kimse nefes alamıyordu. Kerem, "Sen kimsin? Bir melek mi?" diye zor duyulur bir sesle sordu. Zeynep, “Hayır, ben sadece Zeynep” dedi. "Annem burada çalışıyor. Sen çok hasta olduğun için yanına geldim. Yalnız olmak için."
Kerem, Zeynep'in samimiyetine hayran kaldı. O andan itibaren hastanede bir şeyler değişmeye başladı. Zeynep'in Kerem'in yüzey etkisi, hastane personelinin dikkatine dikkat çekti. Hemşireler, Zeynep'in Kerem'in iyileşmesindeki rolüne başladı. Zeynep, “Ben ona sevgi verdim” dedi. "Nasıl?" diye sordu gazeteciler. “Elini tuttum, ninni söyledim. Annem der ki: 'Sevgi en güçlü ilaçtır.'”
Bu masum cevap, herkesin kalbini ısıttı. Ancak hastane koridorlarında kötü niyetli insanlar da vardı. Sevgi Hanım, Kerem'in eski nişanlısı Elif ile birlikte çıktı. “Bu kadının burada ne işi var?” diye bağırdı. Ayşe, “Özür dilerim, sadece iyi niyetle geldim” dedi ama Elif'in gözleri öfkeyle parlıyordu.
Kerem, “O benim hayatı kurtarıcım” dedi. “Bu kadın ve kızı bana gerçek sevginin ne olduğunu gösterdiler.” Bu sözleri Elif'i daha da kızdırdı. "Sen milyoner bir iş adamısın. Bu kadın temizlik görevlisi" dedi. Ama Kerem, "Para önemli değil. Benim için önemli olan, Zeynep ve Ayşe'nin sevgisi" diye yanıtladı.
Zeynep, “Anne, Kerem bizim evimize gelecek mi?” diye sordu. Kerem, “Evet, hayır, birlikte olmak istiyorum” dedi. Bu sırada hastane yönetimi Ayşe hakkında şikayette bulunmaya karar verdi. Ayşe, “İşimi değiştirmek istemiyorum” dedi. Ama Kerem, “Beni kimseyi ayıramaz” diye cevap verdi.